3 Haziran 2010 Perşembe

I'M BACK

Biliyorum uzun zamandır yoktum ve biliyorum beni özlediniz. Sizi bu zaman içerisinde başımdan geçenlerle sıkmayacağım. Ama şunu mutlaka söyleyeceğim ki uzun zamandır ne spor yapabiliyorum ne de düzenli beslenebiliyorum, ve kesinlikle bikini giymeye hazır değilim. Dolayısıyla kendime acil bir kalkınma (ya da incelme) planı yaptım karşınızdayım. Bu acil incelmem boyunca yanımda olacağınızı umuyorum. Her gün Easytone yürüyüşlerimden ve dietlerimden güncellemelerle karşınızda olacağım. Hepinizi kocaman öpüyorum.

29 Nisan 2010 Perşembe

Easytonelu bi gün...

Zaten artık her gün easytonelu bi gün =))
Çünkü Easytone sıradan bir spor ayakkabı değil öyle sadece spor yaparken giyeyim sonra dolaba kaldırayım diyeceğiniz.
Onları ayağınızdan çıkartmak istemeyeceksiniz, çünkü yürümek daha önce hiç bu kadar keyifli olmamıştı =))
üstelik de sıkılaştığını bilerek ve neyle giyersem giyeyim şahane gözükerek. Üstelik de biliyor musunuz easytonelar benim ilk spor ayakkabılarım ve bütün kış giydiğimiz düz taban ayakkabılardan sonra şahane hissettiriyorlar.

Mucizenin adı: Power Plate

Sizleri bugün benin 2 sene önce tanıştığım Power Plate ile tanıştırmaya karar verdim. Hatta bu geç kalınmış bir tanışma olacak. Bu mucize aleti keşfedene kadar spor salonlarında 2 saat ter dökmek bana azap gibi geliyordu.
Şimdi bana en cazip gelen özelliklerinden birkaçını sayayayım size.

  • Klasik spor ve fitness salonlarında 1,5-2 saatlik çalışmada harcanan efor ve adale çalışması, Power Plate ile yapacağınız 15-30dakikalık çalışmaya eşdeğerdir.
  • Power Plate ile çalışma sırasında kalp ritminde artış olmadan bu efor adaleler tarafından harcanır.
  • Selülit oluşumunu engeller, selüliti azaltır.
  • Vücuttaki tüm kasların çalışmasını sağlar ve kasları güçlendirir.
  • Zihinsel ve bedensel stresi azaltır. (Özellikle Ömer Hocayla yaparsanız stresten eser kalmaz.)
  • Kemik yoğunluğunu arttırır.
  • Sırt ve bel ağrısını azaltır, bu bölgeleri güçlendirir.
  • Vibrasyon sayesinde hızlanan kan akışı metabolizmayı yükseltir.
  • Kas yapısının sıkılaşması sonucunda beden incelmesi gerçekleşir.
  • Power plate ile tüm kaslar derinlemesine çalışır.,
  • Kısacası, Power Plate, aktif yaşam tarzını benimsemiş ve çalışma hayatının dışında, spora haftada iki-üç kereden fazla zamanı olmayan kişiler için ideal bir makinedir.
Power Plate hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler buradan bilgi edinebilirler.
Ama bence deneyip mucizeye kendiniz şahit olmalısınız. Kol, karın, basen ve bacak kaslarınızla tanışın. İncelmenin ve selülitsiz bacakların keyfini sürün.

28 Nisan 2010 Çarşamba

Hafif ama Leziz Yemekler 2 (Kahvaltı)

Protein, Protein, Protein. Ne kadar yersem yiyeyim her sefer proteinim eksik çıkıyor ve ben hep yumurtayla karşı karşıya kalıyorum. Evde vücut yapan bir kardeş ve onun haşlanmış yumurtalarının kokusu yüzünden yumurtayla arama koyduğum mesafeyi bu iki tarif sayesinde aştım diyebilirim. Üstelik de şu bilgi de sanırsam hoşunuza gidecektir: "Düşük yağlı diyetlerde haftanın 5 sabahı 2 yumurta yiyerek 2 ayda %65 oranında kilo kaybetmek mümkünmüş ve aynı kalori miktarında yapılan tahıl içeren diyetlerden aldığın enerjiden daha fazlasını alabiliyormuşsun yumurtadan." Ben 1 tam yumurta artı 1 yumurtanın sadece beyazıyla yapıyorum omletleri ki daha az kolestrol sahibi olayım.
Tarife gelince çok basit :

Kabaklı Bezelyeli Omlet

2 yumurta, Yarım Kabak, 1 çorba kaşığı bezelye, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, 50 gr beyaz peynir (arzu edenlere)
Kabağı yıkayıp kabuğunu soyduktan sonra halka halka kesip tavada kızdırılmış zeytinyağında hafifçe renk alana kadar çevir. Ardından bezelyeleri ekle. Diğer bir kasede yumurtaları tuz ve karabiberle çırp, peynirle karıştır, tavaya dök. Kapak kapat, biraz pişirdikten sonra ters çevir. 1 dakika sonra leziz omletin 175 kalori ile tabağınızda hazır. Afiyet olsun.
(G.S: ben peynir yemediğim için çok az süt ve un ekliyorum, biraz da dereotu eklenirse tadı hafif fırında mücver gibi bile olur benden söylemesi)

Hafif ama Leziz Yemekler 1 (Akşam Yemeği)

Kim demiş sağlıklı yemek her zaman tatsız olur diye???
Hiç de bile diye yola çıktım biraz Women's Health'ten biraz da internetten araştırıp leziz ama sağlıklı bir sürü yemek tarifi buldum yaptım fotoğrafladım ve sizin için afiyetle tattım hattaaaa yedim bitirdim.
Şimdi bu üç yemek aslında birbirinden çok farklı değiller. Ana yemeğimiz olan iyi dövülmüş dana antrikotu bol baharatla tavada içi de pişsin diye mutlaka delerek pişirdikten sonra yanına garnitür olarak ister hafif bir roka salatasıyla, ister patates püresi ya da haşlanmış patates ve buharda pişmiş sebzelerle yemek ve doymak mümkün. Eti pişirirken sarımsak, kimyon ve pul biber benim baharat tecihlerim hatta yağın içine koyacağımız acısso da metobolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olacaktır. Yine yemekle birlikte karabiber, acısso ve hardal vazgeçilmez tatlandırıcı ve acısıyla metobolizma kandırı rolünü üstlenir. Acı sevmeyenler bence bir an önce kendinizi alıştırmaya bakın, üstelik tüm bunlar hayatınızdan çıkarttığınız tuzun eksikliğini hissetmemenizi sağlayacaktır. Şimdiden afiyet olsun tariflerle ilgili her türlü soruyu sorabilirsiniz.
(Taze kekik de et ve patates yemeklerinizi şenlendirir benden söylemesi, nar ekşisi de salatanızı.)

26 Nisan 2010 Pazartesi

Keten Tohumu

Herkesee merhabaaaa kaç gündür yazamadığım için hepinizden özür dilerim, ve fakat kızmayın bana çünkü hasta yatıyordum. Tam bu kışı ateşsiz, gripsiz atlattım derken meğer bahar fenaymış. Neyse iyileştim aranıza döndüm. Kaç gündür hasta yattığım için easytone yürüyüşlerim yalan oldu ama yarından itibaren düzenli başlıyorum. Onun dışında size daha önce gösterdiğim beslenme programını uygulamaya devam ediyorum. Henüz tartılmasam da karnımda ve basenlerimde gözle görülür bir incelme var. Daha güzeli insanların gördüğü zaman "Sen kilo mu verdin?" diye sorması =) bu haftasonu 3 kişi sordu.
Her ne kadar sahile yürüyüşlerime çıkamasam da Easytonelarım her sokağa çıkışımda ayağımda. Sinemaya, markete, eczaneye, dansa, kahve içmeye giderken hep onlarlayım, ve yürüdükçe kaslarım çalıştıklarını hissediyorum. Sahile çıkmaya başlayayım da bir de öyle görün beni =)
Bugün bir diğer keşfimse daha doğrusu bugün başladığım birşey diyelim, KETEN TOHUMU.
Prebiyotik yoğurt çok tercih etmeyen ve maalesef çok balık yemeyen biri için düşeş bir keşif oldu sanırsam.
Kendi sitesinden alıntı yapacak olursam eğer:
Keten tohumu;
* Mide-bağırsak sorunlarına karşı iyi gelir
* Bağırsakları yumuşatır, kabızlığa karşı iyi gelir
* Kemikleri güçlendirir. Özellikle menopoz döneminde yararlı
* Bağışıklık sistemini güçlendirir
* Menopoza bağlı şikâyetleri hafifletir
* Kalp-damar hastalıklarından korur
* Kolesterol, şeker seviyesini dengeler...
bunlar sadece benim seçtiklerim daha bir sürü yararı var ayrıca
* Yeterli miktarda balık tüketmeyenler omega 3 yağ ihtiyaçlarını karşılamak için keten tohumu kullanırlar.
* Keten tohumunun müshil etkisi mekaniktir. Sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere, en az ikişer yemek kaşığı dolusu, ezilmiş veya öğütülmüş keten tohumu, bol suyla yutulmalı, daha sonra da 1-2 bardak su içilmelidir. Bağırsaklara ulaştığında genişlemeye başlayan keten tohumu, bağırsakları uyarır.
* Keten tohumu çözünür ve çözünmez lifler bakımından da oldukça zengindir. Liflerin midede doygunluk hissi yaratması diyet için son derece önemlidir, üstelik hemen hemen hiç kalori vermediği de düşünülünce kilo vermek için vazgeçilmezdir, zayıflamak isteyenler için, lifi seçkin bir araçtır.

Ben yoğurt içinde 1 tatlı kaşığı yemeğe başladım yemeklerden önce bakalım ne olacak, ama siz yine de iyice okuyup araştırmadan,saklama koşullarını, çok kullanımda oluşabilecek zararları ve kimin ne kadar kullanması gerektiğini doktorunuza, eczacınıza danışmadan keten tohumunu zayıflamak için kullanmayın benden söylemesi.

20 Nisan 2010 Salı

Dönüşüm

Dün size sihirli makyaj keşfim olan "Youngblood" dan bahsetmiştim. Eczane perilerim Zeynep ve Berrin Youngblood'un Make-up Artist'i Volkan Arslan'ın geldiğini söyleyince size hemen bir dönüşüm hikayesi sunmak istedim. "Çirkin kadın yoktur, yanlış makyaj vardır" sloganıyla yola çıkıp size bir öncesi ve sonrası hazırladım. Bunu burada yayınladığıma hala inanamasam da siz de görün istedim.
Makyaj sırasında da Volkan Arslan'dan Youngblood hakkında bilmediğim bir kaç bilgi daha edindim.
Youngblood ürünleri, %100 doğal minerallerden oluşmuş, dermatolog doktorlar tarafından reçete edilen, son kullanma tarihi bulunmayan, cildi tıkayıp nefes almasını engellemeyen, SPF 21 güneş koruma faktörü bulunan ve sadece yetkili eczanelerde satılan pek bir şahane makyaj malzemeleridir.
Sizin için ayrıca Türkiye sitesini de öğrendim, buraya basarak ziyaret edebilirsiniz.
Sitede okurken rastlarsınız ama yine de ben bikaç sırrı da sizle paylaşmak isterim.
  • Toz Mineral Allıkları öyle çok yönlü ki bir dudak ürünü gibi de kullanabilirsiniz. İstediğiniz renk allıktan az bir miktar dudaklarınıza dokundurun, parlatıcı ilave ederek kendi renginizi yaratın.
  • Farlar daha yumuşak ve elegan bir görüntü için kuru, veya daha cesur görünüm ve yoğun renkler için ıslak kullanılabilir.
  • Rujun üzerine parlatıcı sürerken, dudağın ortasına uygulayarak daha dolgun bir görünüm vermeye çalışın. Eğer sadece parlatıcı kullanacaksanız, daha cesur bir görünüm için dudağın tamamına ve sizin en sevdiğiniz kalemin üzerine sürün, veya daha doğal bir görünüm için tek başına kullanın.
  • Çok koyu gözaltı mokrlularını ve eşitsiz tonları kapatmak için, kapatıcıyı kapatıcı fırça ile bu bölgeye pomplayarak sürün, ardından üzerine Mineral Rice Setting Powder’ı ve son maksimum kapatmayı sağlamak için üzerinden Toz Mineral Fondöten’i geçin.
  • Benim gibi bir makyaj kiti alırsanız birçok seçenekle aynı anda tanışmış olur, bu deneyimi birçok ürünle yaşama şansı yakalarsınız.
    Youngblood’ın Makyaj Kitinin İçindekiler:
    Honey Toz Fondöten
    Tawnee Toz Fondöten
    Mineral Rice Powder (Medium)
    Rouge Toz Allık
    Hi – Def deneme boyu,
    Mini kabuki fırça.


Free Blog Counter